Bugünlerde burnunda ya da boğazında ufak bir gıdıklanma hissediyor olabilirsin. Daha önce hiç alerji olmamışsan bile, baharla birlikte ortaya saçılan polenler seni gafil avlayabilir. Neyse ki bu ufak canavarların vücuduna etkisinden korunmak için yapabileceğin birçok şey var.
Mevsimsel alerjiler tıp dünyasında “rinit” olarak adlandırılır ve en bariz belirtileri gözde sulanma, kaşıntı, burun tıkanıklığı ve akıntısı, kaşıntı, öksürük ve solunum zorluğu şeklinde ortaya çıkar. Alerjinin yaşanmasının sebebi ise alerjik insanların bağışıklık sisteminin havada bulunan polenlere ve küf sporlarına karşı aşırı tepki göstermesi. Ancak vücudunun aksine senin bu duruma daha mantıklı yaklaşman gerek.
Polenler dengeni bozduğunda, vücudun diğer uyarıcılara karşı daha fazla hassaslaşır. Örneğin keskin bir parfüm kokusu, sana katlanılmaz ve boğucu gelebilir. Öte yandan günlük şehir yaşantımızın olmazsa olmazı benzin, evlerimizdeki yemekler ve çamaşır suları da polen alerjisiyle birlikte burnuna daha bir keskin kokar.
İçindekiler (Hızlı ulaşım)
MEVSİMSEL ALERJİLER YÜKSELİŞTE
Uzmanlar, mevsimsel alerjilerin son dönemde artış gösterdiğine dikkat çekerken, başlıca sebebin iklim değişikliği olduğunu söylüyorlar. İklim değişikliği, sıcaklıkların, nemin ve dışarıdaki karbondioksit oranının artırarak, polen sezonunun süresini uzatıyor ve bitkiler yüzde 90’a kadar daha fazla polen üretiyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 2008-2013 yılları arasında yüzde 8 oranında artan hava kirliliği de mevsimsel alerjilerin etkilerini artıran faktörlerin başında geliyor. Yaşadığın yerde hava kirliliğine sebep olan enerji santralleri, inşaat sahaları, kalabalık yollar ve yangınların bulunması, polen alerjisinin seni daha ciddi şekilde etkilemesine sebep olur.
Farkındaysan, mevsimsel alerjilerin artışında insan eliyle yarattıklarımızın birinci elden etkisi var. Bundan en çok biz insanların etkilenmesi de adil görünüyor. Ancak seni bu rahatsızlıkla başbaşa bırakmak niyetinde değiliz. Mevsimsel alerjilerin etkilerini azaltacak ve seni biraz olsun rahatlatacak ipuçlarımız var.
“Eve girer girmez kıyafetlerini çıkar ve kirliye at. Polenlerin yapıştığı kıyafetler alerjiyi evine taşır.”
ALERJENLERDEN KURTULMAK İÇİN TEMİZLİK İPUÇLARI
Polenlerin içeri sızma ihtimaline karşı sık toz almalı ve evini süpürmelisin. Bunları yaparken bir maske takmanı tavsiye ederiz; aksi takdirde alerjin azabilir. Öte yandan, HEPA filtreli elektrikli süpürgeler alerjenleri avlar.
Uzmanlar ayrıca temizlik ürünleri seçerken, sert kokulu ürünlerden kaçınılmasını öneriyor. Polen üretiminin hat safhaya ulaştığı şu günlerde, pencereleri açmak yerine klimanı kullanabilirsin. Klima havayı filtreleyerek evini polenlerden korur ancak sürekli açık bırakmak soğuk algınlığına sebep olabilir. Klimanın bakımını yaptırmak ve temiz tutmak ise çevreye yaptığın negatif etkiyi biraz da olsa azaltacaktır.
Dışarıdan eve girdiğinde ilk işin üstünü başını değiştirmek olsun. Kıyafetlerini değiştirmemek, dışarıda üzerine yapışan alerjenlerin evine girmesine sebep olur. Öte yandan, yatmadan önce duş almak da, yatağının polenlerden korunmasına hizmet eder. Evine gelen misafirlerden üzerlerindeki kıyafetleri değiştirmelerini isteyemeyeceğin için, toplaşma hâlini evin belirli bölgeleriyle sınırlamanı tavsiye ederiz.
“Çılgın bir temizliğe rağmen alerji yakanı bırakmıyorsa, bir profesyonele danışmanın vakti gelmiş olabilir.”
NE ZAMAN DOKTORA GÖRÜNMELİ?
Evini çılgınca temizlemene rağmen alerji hâlâ yakanı bırakmıyorsa doktora görünmenin vakti gelmiş demektir. Ancak durumu büyütmediğinden emin ol. Alerjiyi psikolojik bir sorun haline getirme. Polen alerjisi insanların yaşam kalitesini yorgunluk, kaşıntı ve sinüs enfeksiyonlarıyla düşürebilir. Şayet durum bu raddeye gelirse, işte o zaman doktora gitmenin vakti gelmiştir. Bu konuda uzman bir doktora gitmen, henüz bilmediğin ancak vücudunun alerjik reaksiyon gösterdiği diğer alerjenleri de keşfetmeni sağlayabilir.
ALERJİYE DOĞAL ÇÖZÜMLER
İlk seçenek burnunu tuzlu suyla temizlemek. Bunun için bir bardak ılık suya bir çay kaşığının yarısı kadar tuz ekle. Şebeke suyu yerine arıtılmış su ya da içme suyu kullan ve burnunu tahriş edebilecek içerikten kurtul. Neti kabı olarak da bilinen burun yıkama kaplarını kullanmak da işi kolaylaştırır. Bir diğer çözüm de Akdeniz diyeti. Omega 3 ve anti oksidan içeriği yüksek bir beslenme tarzı, bağışıklığını güçlendirerek dolaylı yoldan seni korur. Süt ürünü, alkol ve sigara tüketimini azaltmak da işe yarayacaktır.