Refleks kameralarda bir ayna sistemi bulunur. Objektiften gelen ışığı bir ayna sisteminden yansıtarak CCD’ye düşürür. Kısaca ve en basit hâliyle çalışma prensibi budur. Aynasız sistemlerde ise, lensten gelen ışık doğrudan CCD’ye düşer. Bu sayede de aynasız kameralar, bazı optik aksamlar bulunmadığı için daha hafif olur ve taşıması daha kolaydır ama bir diğer avantajı, DSLR’da, özellikle de profesyonel video üretimi yapıyorsan, belli bir süre sonra CCD’de bazı sorunlar oluşabilir. Deklanşör ömrü denen mesele devreye girebilir.
Fakat amacın fotoğraf ise, en az 300 bin karelere denk gelen bu ömür meselesini de pek kafaya takmaya gerek yok. Çünkü, profesyonel fotoğrafçı değilsen, bu işten para kazanmıyorsan, cidden o ömrü doldurmak çok uzun zaman alacaktır. Videoda ise, saatler ve günler boyu kayıt yaptıkça, keskinlik kaybı ve bazı yapısal sorunlar oluşabilir. İşte aynasız kameralarda, video üretiminde yaşayabileceğin bu dertten kurtulmak mümkün.
İçindekiler (Hızlı ulaşım)
VİDEODA DAHA UZUN ÖMÜRLÜLER
Youtuber ya da vlogger isen, bu durumda sağlıklı ve uzun zamanlı video üretimi için aynasız kamera daha mantıklı çözümdür. Ancak bu noktada en temek tavsiyem şu: Eğer profesyonel değilsen, bu işten para kazanmıyorsan, döviz piyasasının durumu malum, çok çılgın bir set satın almamalısın. Satmaya kalktığın zaman kaybın da büyük olacaktır. “Çiçek böcek çekip, arada iki de selfie yaparım” düşüncesindeysen, akıllı telefonlar zaten iyi çözümler üretiyor. Boş yere kendine masraf kapısı oluşturma…
Fotoğraf konusunda hala bir aynasız makineye ikna olabilmiş değilim. Tabii profesyonel bağlamda. Ancak, video üretimi konusunda en baştan beri, özellikle röportajlarda DSLR’ın bazı marka ve modellerindeki ses kaydı yetersizlikleri insanı çileden çıkarabiliyordu. Neyse ki bu dertlerin pek çoğu aşıldı.
BAŞLANGIÇ İÇİN 24-70 MM OBJEKTİF
Şimdi, taşımak kolay dedim. Muhafaza etmek de kolay tabii. Uzun yolculuklarda hem fotoğraf, hem de video çekmek için aynasız kamera daha mantıklı. Hatta 24-70 mm bir objektif, neredeyse tüm amatör ihtiyaçların için fazlasıyla işe yarayacaktır. Ama bu işi adım adım ilerletmek niyetindeysen, yatırım yaptığın markayı da iyi belirlemelisin. Mercek havuzu daha geniş olan, mikrodan teleye farklı seçenekleri sunan markaları tercih etmen daha iyi olur.
AYNASIZ İLE TAŞINABİLİRLİK ARTIYOR: Soldaki aynasız yapıdaki makine, sağdaki DSLR’ye göre daha küçük. Genelde boyutlar bu şekilde, Aradaki oynar ayna devreden çıkınca mekanizma ufalıyor.
4K DESTEĞİNE DİKKAT!
Artık akıllı telefonlarda bile 4K çekim opsiyonu var. Dolayısıyla bir aynasız kamera alırken 4K desteğine de bakmakta fayda var. Yüksek çözünürlük her daim işine yarar. Hem de geleceğe yatırım yapmış olursun. 4K kayıt yapmak için ise, kamera ile uyumlu, yüksek yazma/okuma hızına sahip hafıza kartı seçmen gerekiyor.
Class 10, artık standart beklenti. Daha aşağısını almak ise dertlere kapı açan bir hareket olabilir. Veriler kaydolmayabilir, kaybolabilir. Aktarım yavaşlar. Yani, en az 300x ya da 600x okuyan/yazan bir hafıza kartı en makul seçim. Hız olarak da en az 95 MB/sn yazma hızını destekleyen kartları özellikle seçmek gererkiyor. UHD III’ü de destekleyen bir kart alırsan, zaten uzun zaman boyunca sorun yaşamayacaksın demektir.
DENEMEDEN SATIN ALMA
Kararını verirken “Şu iyi, bu güzel” diye düşünmeden önce, hem testleri okumak hem de gidip yerinde deneyimlemeni tavsiye derim. Bugüne dek sayısız fotoğraf makinem oldu. Menüsünden nefret ettiğim modeller de oldu, bu yüzden makineyle uyum yakalamak çok önemli.
Aynasız kameralarda bir dezavantaj var. Sürekli LCD’den çekim yapıldığından piller hızlı tükeniyor. O yüzden de yedek batarya da almanı tavsiye ediyorum. Son olarak, yüksek ISO değerlerinde kareyi ya da görüntüyü daha az bozan, AF hızı yüksek olan ve çoklu netlik noktalarını destekleyen cihazlar daha kolay kullanılır.
Yazı: Bora Balar