On yıllar boyunca bilim insanları bizim evrenimizin tek olup olmadığını sorguladılar. Şimdi ise yalnız olmadığımızın ilk kanıtını bulmuş gibiler. Açıklanamayan bir şekilde evrenin geri kalanından 0,00015 Santigrat derece daha soğuk olan bir bölge, başka bir evrenle çarpışmamız sonrası oluşmuş olabilir.
Tüm evren boyunca ısı anlaşılabilir seviyede. Sadece bir bölgede alışılmışın dışında bir sıcaklık gözlemlenmiş. Önce görsel bir ilüzyon olabileceği iddia edilen bölge için şu an iki evrenin çarpışması sonucu oluşmuş olabilir deniyor.
Planck Uydusu’nun 2015 yılında yakaladığı görüntüde, arkaplan radyasyonunda bir anomali görünüyor. Büyük Patlama’dan 380 bin yıl sonra saçılmaya başladığı iddia edilen arkaplan radyasyonu tüm evrene yayılmış durumda. Radyasyon ilk başlarda çok enerjetik, yani sıcakken genişleyen evrenle soğumuş, hatta mutlak sıfırdan sadece 2,73 Santigrat derece daha sıcak hâle gelmiş. Evrenin sıcaklığı, derecenin milyonda biri kadar oynamaları saymazsak aynı. Bu yüzden bu soğuk bölge, bilim insanlarını çok şaşırtıyor. Başta büyük bir boşluk sandılar. Sonradan böyle bir boşuk olmadığını fark ettiler ve bölgenin nasıl oluştuğunu açıklayamıyorlar, zira bu bölgede, evrenin diğer kısımlarında olduğu gibi galaksiler var.
Büyük Patlama sonrasında, evren atomdan küçük bir noktadan bir futbol topu büyüklüğüne ulaştı. Bu genişleme saniyenin trilyonda birinin trilyonda birinin trilyonda biri kadar bir sürede, ışıktan hızlı gerçekleşti. Bilim insanları ise, “Bizim evrenimiz bu şekilde oluştuysa, başka evrenler de oluşmuş olabilir” dediler ve çoklu evrenleri araştırmaya başladılar.
Büyük Patlama ile ortaya çıkan radyasyon, maddeye dönüştü
Genişleme teorisi, Büyük Patlama teorisine, 1980’lerde yerleşti. Galaksilerin arasının açıldığını gören bilim insanları bunun genişlemeyle oluşabileceğini ve çok küçük bir alandan başlamış olabileceğini düşündüler. Tıpkı bir balona homojen yayılan hava gibi, evrendeki nesnelerin de bu şekilde yayıldığını tespit ettiler. Bu yüzden ısı da dengeli şekilde yayılmıştı. Büyük Patlama’dan 380 bin yıl sonra radyasyon saçılmaya başlandı. Bu radyasyon o kadar sıcaktı ki, maddeye dönüştü.
Artık evrende dengeli yayılmış ısının bir Santigrat derecenin milyonda biri kadar oynadığını biliyoruz. 2004’te bilim insanları buna ters düşen bu soğuk bölgeyi keşfettiler. Uzayda sıcaklık mutlak sıfırın 2,73 Santigrat derece üstüdür, bu bölge ise bundan 0,00015 Santigrat derece soğuktu. Bu bölgeyi ilk başta 1,8 milyar ışık yılı uzunluğunda bir boşluk sandılar. Işığın dalga boyutu seyahat boyunca enerji kaybettiğinden bu bölgenin bu yüzden soğuk görünebileceğini, bunun bir ilüzyon olabileceğini düşündüler. Durham Üniversitesi’nden bir grup astronom ise bu bölgenin boşluk olmadığını, galaksiler bulunduğunu kanıtladılar.
Büyük Patlama sonrasında evrenimiz ışıktan hızlı şekilde genişlerken, inflaton adlı var olduğu varsayılan parçaçıklarla doluydu. Evren bir futbol topu büyüklüğüne geldiğinde, bu inflatonlar kuark ve elektronlara dönüştü, o parçacıklar da atomlara, derken milyonlarca yıl sonra galaksiler oluşmaya başladı. Fakat bu patlama, bizim düşündüğümüz gibi atomdan küçük mikroskopik bir noktadan daha büyük bir yerden başladıysa, patlamayla etrafa milyarlarca evren saçılmış olabilir.
Komşu evrenlerin aynı doğa kanunlarına sahip olduğu düşünülüyor
Bilim insanları komşu evrenleri göremiyorlar. Kozmik ufkumuz Büyük Patlama’dan bu yana ışığın kat ettiği yolla sınırlı. Ufkumuz şu an 42 milyar ışık yılı civarında. Çoklu Evren havuzundaki tüm evrenlerin, aynı şekilde üretildikleri için aynı fizik kurallarına tabii olduğu düşünülüyor. Buna rağmen madde oranı, hayat bulunması, galaksi sayısı gibi şeyler değişiklik gösterebilir. Tekrar eden, kopya evrenlerimiz bile olabilir. Bizim evrenimizde madde sınırlı şekillerde organize edilebiliyor. Dört parçaçığı bulunan iki boyutlu bir evrende, madde on altı şekilde düzenlenebilirdi. Bu dört parçaçığa sahip evrenin bir kopyası da ona, çapının dört katı kadar uzak olurdu. Bizim evrenimizde maddeyi organize etmek için 10.118 yol var. Bu da ikiz bir evrenin bize çok çok uzak olacağı manasına geliyor.
Arkaplan radyasyonundaki bu soğuk bölge şimdiye kadar başka evrenlerin var olabileceği öngörüsü için kullanıldı; tabii ki bu kesinleşmiş bir delil değil. Belki gelecekte bilim insanları iki evrenin çarpışmış olabileceğini kanıtlayabilirler. Gerçekten böyle bir olay olduysa, kütle çekim dalgalarını algılayabilirler. Bilim insanlarından Max Tegmark çoklu evren teorisinin doğru olduğundan emin.
Görünmeyen bir boyutta, bilmediğimiz paralel evrenler olabilir
“Her şeyin teorisi”nde Einstein’ın Görecelilik Kuramı, fizikçilerin standart parçaçık modeliyle birleşiyor. En küçük üniteler olan sicimler, atomik yapı taşları ve enerji taşıyabilen parçaçıklar bu sicimlerden oluşuyor. Teorinin garip bir noktası var: En, boy, derinlik ve zaman olmak üzere algılayabildiğimiz dört boyut, bu teoriye yetmiyor. Sicimlerin en az on boyutlu bir uzamda atomik yapı taşlarını oluşturabileceği iddia ediliyor. Çoğu teorik modelde bu ekstra boyutlar kuark ve elektronların içine gizlenmiş durumda. Diğer modellerde ise evren kadar büyükler ve bizim evrenimize paralel, görünmeyen bir şekildeler. Bu boyutlar arasında sadece kütle çekim ile iletişim var.
Bir parçaçık hızlandırıcı kütle çekim parçaçıkları ve gravitonlar üretiyorsa ve bu parçaçıkların enerjisi yoksa, parçaçıkların başka boyutlarda kaybolduğu söylenebilir.
Çoklu evrenler ve alternatif gerçeklikler hayal değil, gerçek olabilir
Kuantum mekaniği kanunlarına göre elektronlar ölçüm yapılana kadar aynı anda iki farklı biçimde bulunabilir. Ölçüm sonrası seçilmeyen biçim yeni bir paralel evrene dönüşebilir. Bizim sıradan dünyamızda, ya da evrenimizde mi deseydim, nesneler bir adet fizikî durumda bulunabiliyor. Kuantum mekaniği dünyasında ise durum bambaşka. Bir atom ya da elektron aynı anda iki durumda bulunabiliyor ve buna süperpozisyon deniyor. Yani bir elektron, bir atomun etrafında aynı anda hem saat yönünde hem de tersi yönde dönebilir.
Bir şey ya da kişi tarafından algılanıldığında ise, durumu belirlenmiş, sabitlenmiş oluyor. Bazı kuantum bilim insanları ise süperpoziyonun algılanarak bittiğine inanmıyor. Algılanmayan diğer durumun paralel bir evrene geçtiğini iddia ediyorlar. Bu teoride bir evren tamamıyla süperpozisyon hâlinde olabilir. Her seferinde bir dış güç tarafından algılanan evren, milyarlarca paralel evren yaratıyor olabilir.